Bir zamanlar Ayşe adında küçük bir kız varmış. Ayşe dişlerini fırçalamayı hiç sevmezmiş. Annesi ve babası ona dişlerini fırçalaması gerektiğini anlatıp durmuşlar ama Ayşe yine de dişlerini fırçalamazmış.
Bir gün annesi ve babası Ayşe’ye çok güzel bir diş fırçası almışlar. Bu diş fırçası, uzun zamandır eczanenin rafında bekliyormuş. Kimse onu almıyor diye çok üzülüyormuş. Ayşe’nin anne ve babası onu satın alınca diş fırçası çok mutlu olmuş:

“Artık ben de bir çocuğun dişlerini her gün temizleyeceğim!” diye sevinçle bağırmış.
Ama Ayşe, yeni diş fırçasını görünce hiç sevinmemiş. Hatta fırçayı bir köşeye fırlatmış. Annesi, diş fırçasını banyodaki aynanın önüne koymuş.
Her banyoya girişinde diş fırçası Ayşe’ye seslenirmiş:
“Ayşe, ben buradayım! Dişlerini benimle fırçala. Yoksa günün birinde dişlerin çürüyecek!”
Ama Ayşe diş fırçasının söylediklerini hiç duymazmış. Diş fırçası buna çok üzülüyormuş çünkü dişlerini fırçalamayan çocukların dişlerinin çürüdüğünü biliyormuş. Çürüyen dişlerle yemek yemek zorlaşır, iyi beslenemez ve derslerini anlayamazlarmış. Ama Ayşe bunları hiç bilmezmiş.

Bir gece Ayşe’nin annesi ve babası, bir inleme sesiyle uyanmışlar. Hemen Ayşe’nin odasına gitmişler. Ayşe diş ağrısından uyuyamıyormuş! Sabaha daha iki saat varmış ve ne yapacaklarını bilememişler. Ayşe iki saat boyunca diş ağrısı çekmiş ve sabah olunca doğruca dişçiye gitmişler.
Diş doktoru Ayşe’nin dişine bakmış ve:
“Bu diş iyice çürümüş. Daha fazla tehlikeli olmaması için hemen çekmemiz lazım,” demiş.
Ama Ayşe dişçi koltuğuna oturunca dişinin ağrısını unutmuş gibi yapmış. Doktor uyuşturucu iğne yapacağını ve dişi çekeceğini söylediğinde Ayşe ağzını hiç açmamış. Doktor, annesi ve babası ne kadar uğraştıysa Ayşe’yi ikna edememişler.
Ayşe:
“Artık dişim ağrımıyor, geçti!” diyerek dişini çektirmek istememiş. Aslında iğneden ve diş çektirmekten çok korkuyormuş ama bunu söyleyememiş.

Eve geri dönmüşler. Ama gece olunca Ayşe’nin dişi yeniden ağrımaya başlamış. Hem de bir önceki geceden daha çok! Ayşe annesi ve babasına yalvarmış:
“Beni dişçiye götürün!”
Hemen hastaneye gitmişler. Ayşe dişçi koltuğuna oturmuş. Doktor, Ayşe’nin dişini uyuşturmak için iğne yapmış. Ayşe, iğnenin hiç de korktuğu kadar acıtmadığını görünce rahatlamış.
“Hiç acımadı, boşuna korkmuşum!” diye bağırmış.
Birkaç dakika sonra dişi tamamen uyuşmuş. Doktor:
“Ağzını aç bakalım, küçük hanım,” demiş.
Ayşe ağzını açar açmaz doktor dişi çekivermiş. Ayşe hiçbir acı hissetmemiş. Hatta:
“Dişimi ne zaman çekeceksin, doktor amca?” diye sormuş.
Doktor gülümseyerek:
“Çektim bile!” demiş.
Ayşe çok şaşırmış. Doktor:
“Bak, bu süt dişindi. Bundan sonra ana dişlerin çıkacak ve ölene kadar seninle kalacak. Artık bu dişlerini çok iyi korumalısın. Her yemekten sonra dişlerini mutlaka fırçalamalısın,” demiş.

O günden sonra Ayşe her yemekten sonra dişlerini fırçalamaya başlamış. Bu duruma en çok sevinen ise banyodaki aynanın önünde duran diş fırçası olmuş. Çünkü artık Ayşe onunla dişlerini her gün fırçalıyormuş!
Yazan: C
Katkıda bulunanlar: B ve T
Dolaylı katkı: F
Bir yanıt yazın